ANKARA (İGFA) – ÇEKÜL Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ünal Akkemik soğukkanlı bir yaklaşımla bilimsel temellere dayalı radikal çözümlere ihtiyaç duyulduğunu belirterek, orman yangınları ile mücadele için hazırladığı yol haritasını kamuoyuyla paylaştı.
BATI SAHİL KENTLERİNE GÖÇÜN ARTMASI YANGINLARIN BOYUTUNU DEĞİŞTİRDİ!
Prof. Dr. Ünal Akkemik, özellikle batıdaki sahil kentlerine göçün artması ile büyüyen yerleşim alanlarının ormanların içine doğru yayılmasının orman yangınlarının boyutunu ve niteliğini değiştirdiğini belirtti. Akkemik, geçmişte sadece Orman Genel Müdürlüğü’nün sorunu gibi görülen orman yangınlarının günümüzde kentlinin ve yerel yönetimlerin de sorunu haline geldiğini ifade ederek ‘’Neredeyse her orman yangını en yakın yerleşim yerine ulaşıyor, insanın yaşam alanını ve hayatını tehdit ediyor. Batı ve güney kıyılarımız boyunca artan kentleşme, fiilen kentleri ve ormanları iç içe getirdi. Bu, yıllardır biriken pek çok yanlışın üzücü sonucu. Ne yazık ki en ufak bir kıvılcım, on binlerce hektarlık orman alanının içindeki tüm canlılarla birlikte yok olmasına neden oluyor.’’ diye konuştu.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN ETKİSİ
Orman yangınlarının yüzde 95’inin insan etkisiyle, sadece yüzde %5’nin ise doğal sebeplerden oluştuğunu hatırlatan Akkemik ekosistemin doğal döngüsünü sekteye uğratılmasının da yangınla mücadeleyi zorlaştırdığını söyledi. Akkemik ‘’İklim değişiyor ve unutmamamız gereken, yaz döneminde sıcak hava dalgalarının sıklığı ve süresi giderek artıyor; yangının hızla yayılmasına ve söndürme çalışmalarının zorlaşmasına yol açıyor. Şu bir gerçek: Akdeniz Havzası’nda yer alan ülkemizdeki yangınla mücadeledeki yetersizlikler, değişen ormancılık mevzuatı, ormandan yararlanma biçimleri ve rant tehdidi gibi etkenler devam ettiği sürece orman yangınları bütün hızıyla devam edecek.’’
ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜKLERİ İLE BÜYÜKŞEHİRLER ARASINDA KOORDİNASYON EKSİKLİĞİ!
ÇEKÜL Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ünal Akkemik orman yangınlarının başlıca nedenlerini ise şöyle açıkladı
- Orman alanlarının Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle orman dışına çıkarılması, orman alanlarının rant kaynağı olarak görülmesi, yatırımların ormanlık alanlarda verilen izinlerle devam etmesi,
- İnsanların yeterince duyarlı, dikkatli, bilinçli olmaması,
- Yangın önleyici çalışmaların yetersiz olması,
- Teknik donanımın yetersiz olması,
- Orman bölge müdürlükleri ve büyükşehir belediyeleri arasındaki koordinasyon eksikliği
RADİKAL ÇÖZÜMLER ÜRETİLMELİ!
Orman yangınları ile mücadelede soğukkanlı bir yaklaşımla bilimsel temellere dayalı radikal çözümler üretilmesi gerektiğini ifade eden Akkemik ormanlardaki insan eylemlerinin azaltılması gerektiğini belirterek, “Halen yangınların ardından bazıları kolay yandıkları için kızılçamları suçluyor. Ancak kızılçamlar suçlu değil. Bizler ormanlardaki insan eylemlerini azaltmalıyız. ÇEKÜL Vakfı olarak öncelikli hedefin bu olması gerektiğini savunuyoruz. Bilim insanları, üniversiteleri, meslek odaları, sivil örgütlenmeler, yerel yönetimlerin işbirliği geliştirdiği ve hızla hayata geçebilecek, uygulanabilir, her kesimi kapsayıcı; sadece ormanlık alanları değil kentleri, kırsal mirası, arkeolojik mirası, doğal mirası koruyacak acil eylem planını geliştirmemiz gerekiyor.’’ diye konuştu.
ÇEKÜL Vakfı’nın orman yangınlarının önlenmesi için hazırladığı önerileri ise şöyle:
- Var olan orman alanlarımızın “orman” vasfı devam etmeli. İnsan eylemi içeren imar izinleri verilmemeli. (Madencilik, dinlenme-konaklama tesisleri, enerji tesisleri gibi)
- Enerji nakil hatları ormanlardan geçirilmemeli, mutlaka geçirilmek zorundaysa düzenli bakımları yapılmalı. Kesinlikle denetim mekanizması işlemeli.
- Orman yangını risklerini gösteren teknolojik donanımlarla bilimsel verileri kullanarak stratejik planlar hazırlanmalı ve tüm yetkili kesimlerle, sivil örgütlerle, halkla paylaşılmalı.
- İlgili bakanlıklarda ve alt birimlerinde işin ehli, uzman kadrolar görev almalı.
- İklim değişikliği nedeniyle yaz aylarının uzaması, sıcaklığın artması ve nemin düşmesiyle yangın riski taşıyan bölgelerde ormanlık alanlara girişler yasaklanmalı. Kesinlikle denetim mekanizması işlemeli.
- Ormanların koruyucusu olan orman köylüleri desteklenmeli, yaşam kültürleri korunmalı.
- Büyük kentler ve ormanlar arasında tampon bölgeler yaratılmalı.
- Yerel yönetimler ve orman bölge müdürlükleri işbirliği geliştirmeli, eylem planı hazırlamalı.
- Toplumda, doğayı koruma bilincinin geliştirilmesi için eğitim seferberliği başlatılmalı. Bilim insanları, uzmanlar ve ilgili sivil örgütlerle işbirliği yapılmalı.
- Yerel ve merkezi yönetimlerin alanda çalışan birimleri güçlendirilmeli, yetkinlik kazanmalı.