Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Yenişehir Ovası’nda çimento fabrikası endişesi

Bursa’nın Yenişehir ilçesine bağlı Burcun Köyü’nde 466 bin metrekarelik alana kurulması planlanan çimento fabrikasına verilen “ÇED Olumlu” kararı, bölge halkı ve çevre savunucularının tepkisini çekti.

Bursa’nın Yenişehir ilçesine bağlı

Yenişehir Ovası’nda çimento fabrikası endişesi
Yenişehir Ovası’nda çimento fabrikası endişesi

Gürhan ADANA / BURSA (İGFA) – Yenişehir Çevre Platformu Sözcüsü Erdem, fabrikanın sadece Burcun Köyü’nü değil, komşu köyleri ve tüm Yenişehir’i tehdit ettiğini öne sürdü.

Yenişehir Burcun Köyü’nde yaşayanlara iş vaadiyle fabrikanın kabul ettirilmeye çalışıldığını vurgulayan Erdem, “Köyde yaşayan birkaç ailenin istihdamı için tüm ovayı kaybetmeye kimsenin hakkı yok. İş vaadiyle sağlık, toprak ve su feda edilemez. Sessiz kalmak, çimento tozuna ortak olmak demektir” diye konuştu.

Yenişehir Ovası’nda çimento fabrikası endişesi

Yenişehir’in verimli topraklarının yüzyıllardır tarımın ve üretimin merkezi olduğunu vurgulayan Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu topraklar sadece buğday, biber ya da ayçiçeği değil; binlerce ailenin geçimini, çocuklarımızın geleceğini ve ortak yaşam kaynağımızı üretiyor. Çimento tozu rüzgârla sadece Burcun’da kalmayacak, komşu köylerin havasına, suyuna ve tarlasına da bulaşacaktır. Bu kirlilik köyler arasında sınır tanımaz. Hep birlikte ovamızı savunmazsak, bir köy değil bütün Yenişehir zarar görecektir.

Çimento tozunun yalnızca Burcun’da kalmayacağını, rüzgârla birlikte Bayırköy, Fethiye, Gölcük, Paşayayla, Kıblepınar ve Yeniköy gibi komşu köylerin havasına, suyuna ve tarlasına da bulaşacağını ifade eden Erdem, “Bu kirlilik köyler arasında sınır tanımaz. Birlik olmazsak, bir köy değil bütün Yenişehir zarar görecektir” diye konuştu.

Yenişehir Ovası’nda çimento fabrikası endişesi

Erdem, çimento tozunun dere yataklarına, meralara ve tarlalara yayılmasının; balıkların, kuşların ve toprağı besleyen canlıların yok olmasına yol açacağını belirtti. Bu durumun yalnızca tarımsal üretimi değil, bölgenin ekosistemini ve biyolojik çeşitliliğini tehdit ettiğini söyledi.