Milyonlarca öğrenci 19 Ocak Cuma günü son ders ziliyle yarıyıl tatiline girerken, anne ve babalar da karneleri görünce çocuklarına yönelik davranışlarıyla sınav verecek. Başarının takdir edilmesini, başarısızlığa abartılı tepki verilmemesini, kıyaslama yapılmamasını öneren uzmanlar, sadece akademik başarıya odaklanmanın çocuğun gelişimini zedeleyeceği uyarısı yapıyor.
Okullarda 2023 – 2024 birinci dönem sonu yaklaşırken, öğrencileri de karne heyecanı sardı. Sömestr tatili 19 Ocak Cuma günü milyonlarca öğrencinin karnelerini almasıyla başlayacak. Bazı öğrenciler için sevinç ve gurur kaynağı, bazıları için üzüntü ve kaygı kaynağı olabilecek karnelerle ilgili anne ve babaların verecekleri tepki ve davranışlar çocukların tatili nasıl geçireceklerini belirleyecek.
Bahçeşehir Koleji Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (PDR) Direktörü Sibel Durak ve Uğur Okulları ve Uğur Kurs Genel Müdür Yardımcısı Adil Kurt, ebeveynlere başarılı veya başarısız karne alan çocuklara nasıl davranmaları, nasıl bir tatil planlamaları konusunda önerilerde bulundu.
Karnenin çocuğun birinci dönem boyunca sergilediği performansla ilgili bilgi verebileceğini ancak tek ölçüt olarak değerlendirmenin doğru olmadığını söyleyen Bahçeşehir Koleji Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (PDR) Direktörü Sibel Durak “Çocuğunuzun gelişimindeki tüm süreçleri dikkate alın. Bunları bir bütün olarak değerlendirin. Sadece akademik olarak başarılı olmaya odaklanmak çocuğunuzun gelişimini zedeler’’ dedi.
“İçten bir aferin yeter”
Karnedeki notlar beklentilerin altında olsa bile eleştirmek yerine bir süre için çocuğun bu sıkıntıdan uzaklaşmasını sağlayacak şekilde, ebeveyn – çocuk ilişkisinin kalitesini artırmak için birlikte zaman geçirilmesini öneren Durak, şöyle konuştu: “Karne dönemlerinde çok sık yapılan hatalardan bir tanesi de kıyas yapmaktır. Çocuk her şartta, olumsuz durumlarda da ailesinin tutarlı ve destekleyici yaklaşımı ile karşılaşacağını bilmelidir. Bu dönemde aileler, iyi niyetle, başarılı bir karneye maddi bir ödülle karşılık verir. Ancak yapılması gereken elde edilen başarının fark edilmesi, içten bir ‘Aferin’ ve sıcak bir kucaklayıştır. Çocukta iç motivasyonun oluşması için bir dönem boyunca gösterdiği çabaya vurgu yapılmalı, başarı, iyilik, güzel davranışlar abartılmadan takdir edilmelidir.”
Abartılı tepkilerden kaçının
Uğur Okulları ve Uğur Kurs Genel Müdür Yardımcısı Adil Kurt da başarısız karne getiren öğrenciye olumsuz davranılmaması gerektiğini belirterek, “Abartılı tepkilerden kaçınılmalı. Öğrencinin eksik olduğu tarafların değil, yapabileceği amaçlar hatırlatılmalı. İyi yönleri daha fazla ön plana alınmalı, olumlu duygular, başardığı sosyal, duygusal yönleri desteklenmeli. Başarısız karnenin akademik hayatına nasıl etki yapabileceği anlatılıp yüreklendirilerek öğrenciye biricik ve özel olduğu, isterse her şeyi yapabileceği mutlaka hatırlatılmalıdır” dedi. Kurt, başarılı karneye karşılık çocuklara maddi değeri yüksek ödüller verilmesinin de öğrenciyi hedefi gerçekleştirme isteğinden uzaklaştıracağını, başarı ödüllendirilmesi yerine harcanılan çaba ve özveriden dolayı keyifli bir etkinlik gerçekleştirilmesini önererek, şöyle konuştu: “Öğrencinin sevdiği bir aktiviteyi sadece zamanlaması değişerek karne gününden sonra bir dönemde gerçekleştirmek hem onun daha iyi hissetmesini sağlar hem de karne motivasyonu edinmesine destek olur. Abartılı hediyeler ikinci dönem başarısını olumsuz etkileyebilir. Öğrenci istediği hedefe ulaşamadığında hediyesi alınmayacağı düşüncesine kapılarak kaygı seviyesini yükseltir ve kaygı arttıkça başarı düşer.”
Kıyaslama yapmayın
Anne ve babaların çocuk gelişimi ve eğitiminde sıkça yaptıkları hatalardan birinin “kıyaslama” olduğuna dikkat çeken Kurt, çocukların ebeveynleri tarafından başka bir çocukla kıyas yapıldıklarında kendilerini değersiz ve yetersiz hissettiklerini, özgüven gelişimlerinin zedelendiğini söyledi. Kurt, “Öğrencinin başka bir öğrenciyle kıyaslanması yerine bir önceki eğitim dönemindeki durumuyla kıyaslanabilir. Bu, hedefine doğru nasıl adım atması gerektiğiyle ilgili bilgi sahibi olmasını sağlayacaktır. Başka öğrenciyle kıyaslama yaparsanız çocuğunuz kendi çabası görülmediği için ders çalışmayı bırakabilir, başarılı olsa da kendisine inanılmadığını düşünebilir” dedi.
Tatilde en az bir gün ekrandan uzaklaşın
Yarıyıl tatilini öğrenciler nasıl değerlendirmeli sorusunu yanıtlayan PDR uzmanı Sibel Durak, yarıyıl tatilinin öğrenilmemiş ve anlaşılmamış konuların pekiştirilmesi için bir fırsat olabileceğini belirterek, velilerin günün belli saatlerinde çocuğa destek vererek, sıkmadan ve hırpalamadan eksiklerini tamamlamaya yönelik yapılacak tekrarlarla çocukların derslerden kopmamalarının sağlanabileceğini söyledi. Durak, bazı çocukların tatilde ailelerinden sınırsız bilgisayar ve internet isteyebileceğine dikkat çekerek, “Bu, çocukların sosyal yaşantılarının zenginleşmesi, zihinsel süreçlerinin tazelenmesi ve dinlenmesinin aksine negatif bir etki oluşturabilir. Bilgisayar ve internet süreleri aşırıya kaçmadan kontrol altında devam ettirilmeli ve haftanın en az bir günü ekransız gün olmalı” diye konuştu.
“Sıkılmalarına zaman tanıyın’’
Ailelerin tatillerde çocuklardan en çok “sıkıldım” sözcüğünü duyduğunu vurgulayan Sibel Durak, çocukların kendi başlarına zaman geçirmeleri ve sıkılmaya karşı baş etme becerisi geliştirmeleri içinde fırsat tanınması gerektiğini söyledi. Oyun ve doğanın çocuklar için en verimli öğrenme ortamları olduğunu belirten Durak, şöyle konuştu:
“Doğa yürüyüşü ya da birden çok yönergenin takip edilmesi gereken oyunlar farkında olmaksızın birçok kazanıma ortam oluşturur. Tatil, çocuklar için öğrenmeye farklı bir bakış açısı getirme ve kitap okuma alışkanlığını destekleme şansı da sunar. Çocuklarınızın yaşlarına uygun kitaplarla birlikte okuma zamanı oluşturarak hem eğlenceli vakit geçirebilir hem de beyinlerini besleyebilirsiniz.”
Kaynak: IHA